Ortaya Karışık Bir…

Takıntılı blogculuk

Posts Tagged ‘sofya

Sek sek sekerekten, tek tek basaraktan!

leave a comment »

d0bad0b8d188d0b0

Dün akşamki melankolik havaya ilaveten, sabah uyandığımda kasvetli ve soğuk bir kışla karşılaştım.

Üstüne üstlük bir de bol sulu bir karla kaplanmıştı Sofya’da her yer.

Trafik felç, tramvaylar akmayan trafikte peşpeşe sıralanmış…

Karşıdan karşıya geçmek için uzun atlama dalında iyi olmanız şart.

Aksi takdirde bacağınızın yarısına kadar suyun içindesiniz.

Yine de şikayet gerekçesi değil bu.

Hayat hala neşeli 🙂

Written by Besimi

Mart 10, 2009 at 9:54 am

Hoş kategorisinde yayınlandı

Tagged with , , , , , ,

Tekil Taşıma Out

leave a comment »

snjag

Sofya’da, iki gündür kendisini bizden esirgemeyen çok güzel bir kar var.

Ruhumun sahipsiz kalmış kısımlarını sarmalıyor düşen her kar tanesi sanki.

Evet, edebiyat yönü böyle.

Ve fakat, gerçeklik kısmında sabah arabaya indiğimde gördüğüm üzeri kar kaplı beyaz örtü pek de iç açıcı değildi.

Tıpış tıpış tramvayın yolunu tuttum, oldukça eski, ağır ve kokulu Sofya tramvaylarına binmeyeli çok olmuş, onu farkettim.

Toplu ulaşımı pek özlemediğimi farkettim. Diğer taraftansa, ofisin civarındaki küçük sokaklarda diğer sürücülerle (köşe kapmaca oynarcasına) park yeri yarışına girmemenin rahatlığı ve sakinliği vardı..

Bu duyguyu sevdim.

Tekil ulaşım yöntemini, zaruri olmadığı sürece tabi, dondurmaya karar verdim kendimce.

Zaten arabanın da her bir yanı donmuştu.

Image retrıeved from here.

Written by Besimi

Şubat 20, 2009 at 12:10 pm

Hoş kategorisinde yayınlandı

Tagged with , , , , , ,

Mapa’yı Hamsi Bastı

with one comment

24122007_hamsi_bollugu

Telefonda Namık dedi, abi akşama MapaCengiz‘de hamsi partisi var, sen de davetlisin.

Dedim hamsi partisi mi olurmuş. Hele kızgın kor üstünde yapılınca şeker gibi de oluyormuş.

Cemil dostumuzun babası sağolsun, hiçbir masraftan kaçınmamış, zahmet edip ta İstanbul’dan yirmi kilo hamsiyi gönderivermiş kargoyla.

İstanbul’dan Sofya’ya hamsi gönderilir. Sofya’dan alınır, Pernik’e arabayla ulaştırılır.

20 kilo dedim değil mi? Evet, tamı tamına o kadar.

Umut abi, Tahsin baba, Mehmet, bir Laz İsmail dayı… Sadece bunlar değildi bizleri Pernik’te karşılayan, isimlerini hatırlayamadıklarım alınmasınlar lütfen.

Mapa-Cengiz takımıyla futbol oynayıp maç sonunda yenen taraf olduğumuzdan dolayı baklavayı kaptığımızdan bahsetmiştim. Bakınız burada.

Bu sefer ortada herhangi bir iddia ya da yarışma olmaksızın, tamamen eğlence amaçlı ‘Gurbet ellerde Türk dayanışması’ sergileme durumu oldu.

Daha çok Karadenizli’ler gecesine döndü bizim hamsi çılgınlığı, ancak başından sonuna kadar son derece sıcak ve eğlenceliydi.

Hamsiler ızgara ardına ızgara şeklinde masalara dolar, hemen yenilir yutulur küçücük balıklar.

Yeme içme faslı bittikten sonra da Umut abinin gazı ve İsmail dayının yoğun arzusuyla, kemençe ve tulum havaları bulunmaya çalışılır. İsmail dayı kulağına yatkın müzik bulamayınca biraz üzülür ancak, bu durum horon tepmesine mani kesinlikle değildir.

Horonlar tepilir. Bir ara Bulgarca hareketli müzikler bile açılıp disko havası verilir ortama, ben de tulum dinleseydik çok daha iyiydi diye geçiririm içimden.

Akşamın sonlarına doğru baklava ve meyveler sürülür ortamın piyasasına. Kilolarca balığı lüpletmiş iri bir penguen misali, baklavayı da neremize sığdıracağız diye düşünerek baklavaya dalarım 😛

Maymun iştahlılığımın, hamsi ve baklavadan aldığım zevki ve lezzeti bastırıp üzerime bir ağırlık çökmeye başladığında ise, herkese iyi akşamlar deyip Sinan ve Dinçer’i de arabaya alıp Sofya yoluna koyuluruz. Allahtan ki, Pernik Sofya’nın kenar semtlerinden biriymişçesine bir uzaklıkta ki fazla geç saate kalmadan sabah da vaktinde uyanmasını bildim.

Türkiyem’in özlediğim lezzetlerinden biriydi hamsi.

Öncelikle Cemil’in babasına teşekkür, saygı ve sevgilerimizi sunuyoruz.

Daha sonra da Mapa ailesine bizlere bu geceyi yaşattıklarından dolayı teşekkürü borç biliyoruz.

P.S: Umut abi, umarım sabah 7’de uyanabilmişsindir 😀

Written by Besimi

Aralık 17, 2008 at 1:40 pm

Uncategorized kategorisinde yayınlandı

Tagged with , , , , , , , , , ,

Futbol ve Baklava

with one comment

baklava

Maç var yarın, dedi Cemil. Geliyorsun, değil mi? diye sordu.

Zaten böyle fırsat kollayan ben de tabi dedim.

Yarın (dün yani) akşam 9-10 arası oynuyoruz, dedi Cemil.

Yarın oldu (dünden bahsediyorum tabi) halı sahaya gidilir. Saat 9:00’a birşey kala orda olunur. Kimse yoktur etrafta. Şaşırılır, kızılır, geri dönülür.

Telefon çalar. Arayan Sinan‘dır. Abi maç 11-12’ye alındı, der. İyi niyetlerimi iletirim Sinan’a. Erken aklına gelmiştir çünkü.

Saat 11:00 olur. Maça gidilir. Sahaya ulaşana dek güzelce bir çamurun içinden geçilir.

Sahaya yavaş yavaş dalarız. Isınma hareketleri, selamlaşmalar sonrasında maç başlatılır.

Karşı takım oyuncuları, Sofya-Pernik arasındaki Lyulin Otoban inşaatını üstlenmiş MAPA-Cengiz JV çalışanlarıdır. Karadenizlidir çoğu. Severiz birbirimizi.

Ancak ortada baklava vardır. Canla başla oynamak gerekir.

Karşı takımdan yenilen üç golün ardından bizim takım iyice bir silkinir ve Türkvari bir titremeyle kendine gelir.

3-0’dan 3-3’e kadar kapatırız farkı.

Bu sefer bizim takım fark atar.

8-5 nihai skordur.

MAPA-Cengiz sinirlenir, kızar ancak yapılacak pek birşey yoktur.

Baklava bizimdir artık.

Koca bir tava baklava yenir.

Herkes evine dağılır.

Ben de bir duş alıp yatarım.   Sabah da geç kalkarım.

Baklavanın ağırlığından mı yoksa galibiyetin hafifliğinden midir bilemiyorum!

Written by Besimi

Aralık 4, 2008 at 10:21 am

Hoş kategorisinde yayınlandı

Tagged with , , , , ,

Kış Olacaksa, Kar Bir An Önce Gelsin

leave a comment »

sofia

Kış geldi zaten.

Hergün olmasa da arada sırada kemiklerimde hissediyorum havanın soğuk azizliğini (akşamları özellikle).

Sofya, Vitosha Dağı‘nın eteğinde soğuktan zaten nasibini almakta. Hava çok soğuk değilken bile şehrin üzerinde bulutlar dolaşır sürekli. Benim sevdiğim bir iklim aslında. Arada güneşe de hayır demem tabi.

Sofya‘nın eğri tarafı soğunun kuru olması. Kurutan ve içinizdeki enerjiyi söken bir rüzgarı vardır Sofya kışlarının.

Kar özlemim de bundandır. Hiç olmazsa karlı bir kış yaşayalım ki çocukların kardanadam heyecanları, bağırış ve cağırışlarıyla, dağ-kır kış yürüyüşleriyle kışın tadını çıkarmaya başlayalım.

Siparişle olmuyor herhalde. Olmadı dünya biraz daha hızlı dönmeye başlasın. Böylece, aşırı hızdan hissedilen hava akımları da daha güçlü olur, bize daha fazla kar olarak yansır diye hayal ediyorum, bu hayalimi de hiçbir teknik bilgi ve veriye dayandırmıyorum 🙂

Dünya daha hızlı dönecek de ne olacak? Hızlı yaşlanma, depresyon sorunları, yeme-içme alışkanlıklarının değişmesi, vesaire, vesaire… Yok istemez! Doğal olsun, adam gibi gelsin güzelim kar.

Herkes kayak takımlarını hazırlamış Bansko‘ya,  Pamporovo‘ya ne zaman gideceğiz bekleyişinde.

Aslında, kar yağdığında şehirler trafiğiyle ve pisliğiyle altüst olur.

Ancak karın getirdiği genel bir temizlik havası vardır – uzun sürmese de. Kışın kara örtüsünü getirdiği temiz ve hijyenik havayla hemen kapatıverir.

Karın üstinde yürümek te bambaşkadır…

Kar iyidir. Temizlik ve saflıktır benim için.

Kirlendiğinde hemen kayboluverir. Dayanamaz özünü yitirmeye.

Kışın temizliğini, saflığını ve özünü sabırsızlıkla bekliyorum!

Written by Besimi

Kasım 14, 2008 at 12:08 pm

Uncategorized kategorisinde yayınlandı

Tagged with , , , , , , ,