Posts Tagged ‘kış’
Sek sek sekerekten, tek tek basaraktan!
Dün akşamki melankolik havaya ilaveten, sabah uyandığımda kasvetli ve soğuk bir kışla karşılaştım.
Üstüne üstlük bir de bol sulu bir karla kaplanmıştı Sofya’da her yer.
Trafik felç, tramvaylar akmayan trafikte peşpeşe sıralanmış…
Karşıdan karşıya geçmek için uzun atlama dalında iyi olmanız şart.
Aksi takdirde bacağınızın yarısına kadar suyun içindesiniz.
Yine de şikayet gerekçesi değil bu.
Tekil Taşıma Out
Sofya’da, iki gündür kendisini bizden esirgemeyen çok güzel bir kar var.
Ruhumun sahipsiz kalmış kısımlarını sarmalıyor düşen her kar tanesi sanki.
Evet, edebiyat yönü böyle.
Ve fakat, gerçeklik kısmında sabah arabaya indiğimde gördüğüm üzeri kar kaplı beyaz örtü pek de iç açıcı değildi.
Tıpış tıpış tramvayın yolunu tuttum, oldukça eski, ağır ve kokulu Sofya tramvaylarına binmeyeli çok olmuş, onu farkettim.
Toplu ulaşımı pek özlemediğimi farkettim. Diğer taraftansa, ofisin civarındaki küçük sokaklarda diğer sürücülerle (köşe kapmaca oynarcasına) park yeri yarışına girmemenin rahatlığı ve sakinliği vardı..
Bu duyguyu sevdim.
Tekil ulaşım yöntemini, zaruri olmadığı sürece tabi, dondurmaya karar verdim kendimce.
Zaten arabanın da her bir yanı donmuştu.
Image retrıeved from here.
Ortaya İyice Karışık…
Çin’de, çamaşır makinesinin hafifliğiyle(!) harmanlanmış sigara keyfi.
Her ne kadar tatsız bir görüntü olarak da görünse, belli ki yılan için durum farklı.
Havalar nasıl olursa olsun, önemli olan bi’tarafımız donmasın.
Sıkı tutunun, su fena fokurduyor!
Sibirya’da sörfe meraklı olan varsa öne çıksın.
Yüzdünüz de n’oldu? Prens olacak değil ya!
Amcayı eşi, ‘bıyıklarını yiyim senin’ şeklinde sevmiyordur umarım.
Şekil hoş ta, doğallık sıfır.
Sanayileşmemizi tamamladık, evelallah!
P.S: Resimler, http://www.telegraph.co.uk adresinden alınmıştır. Yamuğa gelmeyelim!
Kış Olacaksa, Kar Bir An Önce Gelsin
Kış geldi zaten.
Hergün olmasa da arada sırada kemiklerimde hissediyorum havanın soğuk azizliğini (akşamları özellikle).
Sofya, Vitosha Dağı‘nın eteğinde soğuktan zaten nasibini almakta. Hava çok soğuk değilken bile şehrin üzerinde bulutlar dolaşır sürekli. Benim sevdiğim bir iklim aslında. Arada güneşe de hayır demem tabi.
Sofya‘nın eğri tarafı soğunun kuru olması. Kurutan ve içinizdeki enerjiyi söken bir rüzgarı vardır Sofya kışlarının.
Kar özlemim de bundandır. Hiç olmazsa karlı bir kış yaşayalım ki çocukların kardanadam heyecanları, bağırış ve cağırışlarıyla, dağ-kır kış yürüyüşleriyle kışın tadını çıkarmaya başlayalım.
Siparişle olmuyor herhalde. Olmadı dünya biraz daha hızlı dönmeye başlasın. Böylece, aşırı hızdan hissedilen hava akımları da daha güçlü olur, bize daha fazla kar olarak yansır diye hayal ediyorum, bu hayalimi de hiçbir teknik bilgi ve veriye dayandırmıyorum 🙂
Dünya daha hızlı dönecek de ne olacak? Hızlı yaşlanma, depresyon sorunları, yeme-içme alışkanlıklarının değişmesi, vesaire, vesaire… Yok istemez! Doğal olsun, adam gibi gelsin güzelim kar.
Herkes kayak takımlarını hazırlamış Bansko‘ya, Pamporovo‘ya ne zaman gideceğiz bekleyişinde.
Aslında, kar yağdığında şehirler trafiğiyle ve pisliğiyle altüst olur.
Ancak karın getirdiği genel bir temizlik havası vardır – uzun sürmese de. Kışın kara örtüsünü getirdiği temiz ve hijyenik havayla hemen kapatıverir.
Karın üstinde yürümek te bambaşkadır…
Kar iyidir. Temizlik ve saflıktır benim için.
Kirlendiğinde hemen kayboluverir. Dayanamaz özünü yitirmeye.
Kışın temizliğini, saflığını ve özünü sabırsızlıkla bekliyorum!